AIDS - Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu
HIV virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
AIDS hastası insanlar, bağışıklık sistemi güçlü olan insanları etkilenmeyen mikroplar nedeniyle kötü enfeksiyonlara yakalanırlar.
AIDS hastası olunmadan yıllar önce vücut HIV virüsünü almış olabilir. Yanlış bilinenlerin aksine, HIV pozitif olan her kişide AIDS oluşmamaktadır.
Dünyada ve Türkiye’de HIV Görülme Sıklığı HIV günümüzde tüm dünyada yaygın olan bulaşıcı bir enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada 37 milyon kişi HIV virüsü taşıyor.
Ülkemizde ise HIV hakkında farkındalığın ve test imkanlarının artmasıyla birlikte, tanı koyulan kişi sayısında artış gözleniyor. Buna karşın Türkiye, AIDS’in sık görülmediği ülkeler arasında değerlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı'nın 1985-2018 yılları arasında yaptığı araştırmaya göre;
Türkiye'de HIV taşıyıcısı kişi sayısı 18, 557 kişidir ve 1736 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 30-34 ve 25-29 yaş grubudur.
Bulaşma yoluna göre dağılımına bakıldığında, vakaların % 49, 6’ının cinsel yolla bulaşmakta olduğu, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların % 71’inin bulaşma yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğu görülmektedir.2018 yılında HIV pozitif tanısı alan kişi sayısı 2199'dur ve bu kişilerin yüzde 83'ü erkektir. Tanı alan kişilerden 25-29 yaş arası olanlar diğer yaş gruplarına göre fazladır. Yıllar bazında HIV görülme trendinde artış gözlemlenmektedir.
Erken Tanının Önemi:
Birçok hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve buna bağlı olarak erken tedavi, HIV enfeksiyonunun tedavisinde ve seyrinde önemlidir. Erken tanı yaşam beklentisini uzatmanın yanı sıra, bulaşma oranlarını da düşürmektedir.
Korunmasız cinsel ilişkide bulunanlar, HIV pozitif kanın temas edebileceği cinsel temas ya da açık deriye temasta bulunanlar, steril olmayan iğne, delici alet kullananlar mutlaka HIV testi olmalıdır.
Testin doğru sonuç vermesi için kanda antikorların oluşması gerekir, bu nedenle HIV testi, virüsle temastan itibaren 4-6 hafta sonra en doğru sonuçları vermektedir.
Ülkemizde HIV testi kişinin gizliliği tamamen gözetilerek yapılmaktadır. HIV/AIDS sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvuran, tedavi ve testlerini yaptıran hastaların veya yeni tespit edilen HIV pozitif kişilerin kimliği ile ilgili bilgiler kodlanarak bildirilir.
Kişide HIV virüsü pozitifse Sağlık Bakanlığı’na bildirim zorunludur ancak yine yukarıda bahsedilen kurallar gözetilerek yapılmaktadır. HIV pozitif kişilerin tedavisinde, kişilerin kendileri ve yakınları için psiko-sosyal destek önemlidir.
Ülkemizde HIV pozitif kişiler ve yakınları için sosyal ve hukuksal destek verecek birçok dernek mevcuttur. HIV testi evlilik öncesi zorunlu testler arasındadır ancak HIV pozitiflik olmak evlenmeye engel değildir.
Bulaşma Yolları:
HIV insandan insana bulaşmaktadır. Virüs, HIV-pozitif bireylerin kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütünde bulunur. Hem kadın, hem de erkekten bulaşabilir.
HIV’nin bulaşma yolları şunlardır:
Cinsel Temas
Dünyada HIV enfeksiyonunun yüzde 80-85’i korunmasız cinsel ilişki ile bulaşmaktadır. Kanın, spermin veya vajinal sıvının penis, vajina, anüs mukozasına ya da ağızda ve derideki zedelenmiş doku, kesik ve çatlaklara temasıyla bulaşır. Virüs erkekten kadına, kadından erkeğe, erkekten erkeğe, kadından kadına cinsel yolla geçebilir. HIV vajinal, oral ve anal cinsel temasla bulaşabilir. Bulaşma için HIV pozitif kişi ile yapılan tek korunmasız cinsel temas yeterlidir. Korunmasız cinsel ilişki sayısı arttıkça bulaşma riski de artar.
Kan Ürünleri
HIV, kanda daha yoğun oranda bulunur. HIV pozitif kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile virüsü bulaşabilir. Olası durumlar şunlardır:
-HIV pozitif kişinin kanının diğer kişinin kanına teması ile,
-Test edilmemiş kanın nakli ile,
-HIV virüsü taşıyan organ, doku ve sperm transferi ile,
-Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, diş hekimliği aletleri, kesici ve delici aletler (jilet, makas), dövme aletleri ve akupunktur iğneleri ile,
-Damar yoluyla (virüsle enfekte olmuş bir şırınganın damara girmesi, ortak şırıngayla damar içi uyuşturucu madde kullanımı vb.)
-HIV-pozitif erkek ve kadının cinsel organlarındaki kanamaların veya âdet kanının penise, vajinaya veya ağza temas etmesiyle de bulaşma olabilir.
-1985’dan beri dünyada 1987’den itibaren de Türkiye’de tüm kan ve kan ürünlerine HIV açısından taranmaktadır. Ayıca kan bağışçıları da test edilmektedir. Bu nedenle kan yoluyla bulaşma çok nadirdir.
Anneden Bebeğe Bulaşma
Gebelik sırasında HIV virüsü taşıyıcısı olan anne, hamilelik süresince, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde bebeğe virüsü geçirebilir. Emzirme döneminde ise bu virüs, yaklaşık yüzde 20-30 oranında anneden bebeğe geçebilir.
Doğumun mutlaka sezaryen yapılması ve annenin doğum sonrası emzirmemesi önemlidir. HIV pozitif tedavisine, annede gebeliğinin son üç ayında, bebekte ise doğumdan sonra başlanır. Anneden bebeğe (yatay geçiş) yüzde 35 oranında geçtiği için önlem alınması çok önemlidir.
HIV Şu Durumlarda Bulaşmaz
-Aynı sosyal ortamda, odada, okulda, iş yerinde bulunma
-Aynı havayı soluma,
-Hapşırma, öksürük
-Tükürük, gözyaşı, ter, idrar, dışkı gibi vücut çıktıları
-Tokalaşma, sosyal öpüşme, el ele tutuşma, sarılma, deriye dokunma, okşama, kucaklama, öpme
-Sağlam deriye kan teması
-Aynı kaptan yemek yeme, aynı bardaktan içecek tüketme, ortak çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon kullanma
-Aynı tuvaleti, duş ve musluğu kullanma
-Aynı yüzme havuzunda yüzmek, deniz, sauna, hamam gibi ortak alanları kullanma ve ortak kullanılan havlular
-Sivrisinek ve benzeri böcek sokması, hayvan ısırması. Kedi, köpek gibi hayvanlarla yaşamak.
***HIV konusundaki yanlış inanışlar ve önyargılar geçmişte HIV pozitif kişilerin hayatını zorlaştırıp sosyal hayat ve iş hayata katılımını engellerken, günümüzde HIV konusunda yapılan bilinçlendirme çalışmaları bu önyargıların azalması sağlanmıştır.
Tanı Testleri:
-HIV vücuda girdikten sonra anti-HIV oluşur. Bu antikorlar kişinin serumunda saptanabilir. Bu amaçla ELİZA testi kullanılır.
-ELIZA testindeki pozitiflik, özel bir test olan Western blot testi ile doğrulanmalıdır.
-Dolaşımdaki HIV antijeni tespit etmek için P 24 antijen testi kullanılır.
-Hemoglobin ve hematokritte azalma, eritrosit sedimentasyon hızında artma, CD4 lenfositlerinde azalma sistemin bozukluğuna işaret eden laboratuvar bulgularıdır.
Tedavi:
Genel sağlık durumunu yükseltmek; fırsatçı organizmaları önleme, kontrol ve tedavi etmek, vücut dengesini korumak genel olarak yapılması gereken tıbbi yaklaşımlardır.
Bunun yanında, zidovudin gibi antiviral ilaçlar ile erken tedaviye başlamak vücut hücrelerine invazyonunu kontrol ederek semptomları geciktirmektedir.
HIV ve Gebelik
HIV-pozitif olmak çocuk yapmaya engel bir durum değildir. Eğer erkek HIV taşıyıcısı ise, spermi alınarak dış ortamda virüsten temizlenerek anne rahmine yerleştirilir. HIV pozitif kadının gebe kalmasında herhangi bir sakınca yoktur.
İzlem ve tedavisinin uygun koşullarda yapılması ve virüs yükünün ölçülmeyecek düzeyde olması, HIV’in bebeğe geçişini önemli ölçüde azaltmaktadır. Kişinin gebe kalmadan önce, kanındaki HIV RNA düzeyinin en az 6 ay süreyle ölçülemeyecek düzeylerde olması, bulaşmayı azaltmaktadır.
HIV pozitif gebelerin antiretroviral tedavi kullanımı, planlanmış sezaryen uygulamaları ve bebeğin hazır mamayla beslenmesinin sağlanmasıyla özellikle gelişmiş ülkelerdeki bulaşma hızı %1-2’ye kadar inmiştir. Bulaş durumunda doğum sonrası ağız yoluyla verilen şuruplarla bebek tedavi edilmektedir.
-Merak ettiğiniz tüm konuları yazdığım bu makalemin altına yada diğer makalelerimin altına yorum yaparak sorabilirsiniz. Bir sonraki makalemde yer vermeye çalışacağım yada yer vermeye çalışacağım ama mutlaka yanıt vereceğim...
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Dijital Ebe...
0 Yorumlar